30 Ocak 2009 Cuma

Köfte

Bir krallıkta sarayın aşçısı ölmüş; yerine alınacak aşçı için de kralın aklına bir aşçılık yarışması yapmak gelmiş; az sayıda aşçı katılmış yarışmaya ve biri seçilmiş... Kral artık sarayda yaşayacak olan yeni aşçıya ismini sormuş, aşçı sıkılmış utanmış "söyleyemem" demiş; kral da "ben senin baban sayılırım söyle" demiş; ikna olan aşçı "efendim özür dilerim ama benim ismim s.k demiş..." Kral garipsemiş ama "yapacak bir şey yok" demiş. Aynı konuşma kraliçeyle aralarında geçmiş, aşçı yine utanmış sıkılmış ve kraliçeye de "benim adım .m" demiş...

Derken koridorda prensesle karşılaşmış, o da ismini sormuş; aşçı söyleyemem demiş çok komik benim ismim, o da söylemesi konusunda ısrar etmiş, prensese de "benim adım köfte" demiş aşçı...

Bu aşçının esas niyeti ise güzel prensesi elde etmekmiş.. Neyse akşam yemeğinde aşçı bütün hünerlerini sergilemiş, menünün ana yemeği ise köfteymiş.. Prenses köfteye bayılmış, yedikçe yemiş; Kraliçe uyarmış kızını "kızım çok fazla yeme, akşam karnın ağırır"; prenses dinlememiş annesini bıkana kadar yemiş..

Gece olmuş herkes odalarına çekilmiş ve aşçı işe koyulmuş... 1. katta olan daha önceden gözetlediği prensesin odasına dalmış ve başlamış icraata; prenses hemen bağırmış "Anneee köfte karnımı ağrıtıyorrrrr" Kraliçe kızmış, "kızım ben sana demedim mi" diye söylenerek odaya gelmiş ki ne görsün; krala bağırmış hemen "beeeeeey .m kızın bacaklarının arasındaaa" Kral uyku sersemi kalkmış "ya nerde olcaktı akılsız karııııııı" Sonra kral da odaya gelmiş, kralın gelmesiyle aşçı pencereden kaçmış; tabi bahçede dizili muhafızlar varmış, hepsinin elinde kılıçlar...

Kral bağırmış "Askerlerrrrr s.ki tuttt!"; hepsi tutmuş anlam veremeyerek "tuttunuz muuu" demiş, "tuttuuuuk" demişler... "Kes başını" demiş...

Papağan

Kadinin biri bir hayvan dükkanna girmis.
>Papaganlardan birini begenmis ve tezgahtara fiyatini sormus.
>Adam -"100 milyon ama size o hayvani vermem genelevden geldi.
>Agzi biraz bozuktur." demis.
>Kadin -"bosver, cok begendim bunu "diyip papagani satin almis.
>Eve getirmis, salonun bir kosesine yerlestirmis.
>Papaganin paketini acmasiyla papagan baslamis:
>"Oooo.. yeni ev, yeni mama.." demis
>Kadin bozuntuya vermemis. Sonra kadinin kizlari eve gelmis.
>Papagan -"Ooo.. yeni ev.. yeni mama.. yeni sermaye.." demis.
>Kadin biraz bozulmus. Sonra kadinin erkek çocuklari eve gelmis.
>Papagan "Ooo.... yeni ev.. yeni mama.. yeni sermaye.. eski müsteriler" demis.
>Kadin bu sefer bayagi bozulmus. Sonra kadinin kocasi gelmis.
>Papagan yine baslamis "Ooo.. yeni ev.. yeni mama.. yeni sermaye..eski müsteriler.
OOOO... HALIL ABI HOSGELDIN

29 Ocak 2009 Perşembe

AIDS

Basketbolcu Denis Rodman bir gece evine bir kız atar. Muhabbet faslı geçtikten sonra yatak odasına giderler.Kız soyunur Denis Rodman da gömleğini çıkarır.Kolunda bir puma dövmesi vardır. Bunu gören kız sorar :
- O dövme de ne öyle ? Rodman cevap verir : Puma'dan sponsorluk almıştım. O yüzden yaptırdım, daha sonra pantalonunu çıkarır. Bacağında Nike dövmesi vardır. Kız sorar
- peki bu ne ? Rodman : O da sponsorumdu. O yüzden yaptırdım , der. Sonunda Rodman anadan doğma soyunur. Penisinin üstünde aids yazmaktadır. Bunu gören kız delirir ve bağırmaya başlar: Hayvan herif ben asla aidsli biriyle yatmam, niye bana söylemedin aidsli olduğunu, ben gidiyorum der. Bunu duyan rodman gayet sakin cevap verir.
- Dur ya merak etme, birazdan adidas olacak !!!

Ayşe balkonda

Karı ve koca tatil günü evde televizyon seyretmekten sıkılmış, yatak odasına geçmeye karar vermişler…. Ama ne mümkün 7 yaşındaki oğlan evde.
- ”Oğlum, hadi biraz sokağa çık, gez, oyna”.
- ”Ihhhhh”. Israr faydasız. Afacanın sokakta gözü yok.
- ”Öyleyse, annenle ben odamıza geçelim, sen de balkona. Etrafta neler olup bitiyor, yuksek sesle bize rapor et”.
Oğlan biraz mızıklanmakla birlikte çaresiz balkona geçiyor. Bizimkiler’de yatağa. Ve afacan canlı yayına başlıyor;
- ”Şu an bizim sitenin otoparkına yabancı bir araç park etti. Şimdi de Aygaz arabası sokağa giriş yaptı. Yaşlı bir kadın markete giriyor”…
Kısa bir sessizlik…Ve rapora devam;
- ”Yan komşumuz Ahmet Bey amcayla karısı Necla teyze yatak odasında sevişiyorlar”. Yataktakiler şok vaziyette.
Baba sesleniyor;
- ”Oğlum, nereden çıkardın şimdi bunu”..
- ”Hiçç. Küçük kızları Ayşe balkonda dikiliyor’da”..

Yunan

Mykanos Adasının Papaz efendisi pazar vaazında cehenneme gitmemek için islenmemesi gereken günahları anlatıyor... Birincisi öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, zina etmeyeceksin... "En büyük günah ise, oğlancılıktır" diyor... "Yunanlı'nın zaten bu konuda adı çıkmış... Bu günahı zinhar işlemeyin... Eğer işlerseniz bilin ki..." Bir nefes alıp anlatıyor papaz efendi bu günahın kefaretini... "Öbür dünyada Sırat Köprüsü var ya, Sırat köprüsü... İste bu köprüyü geçerken becerdiğiniz bütün erkekleri sırtınızda karşı tarafa taşıyacaksınız... Ona göre..." "Yandık ki ne yandık.. Bugüne dek en az yüz erkek becerdim ben." diye mırıldanıyor Todori, yanındaki arkadaşının kulağına... "O köprüden geçerken sırtımda yüz adamı nasıl taşırım?.." "Düşündüğün şeye bak" diyor, arkadaşı... "Ölmeye yakın verirsin birine, binersiniz hep beraber onun sırtına.."

75 yaşındaki dedenin şiiri

Hemen Kalkacak Gibi Fiyakali Dursan Da
Ebedi Bir Uykuya Dalmissin Eski Dostum.
Yastiklari Koltuga Destek Edip Kalksan Da
Artik GÜÇsÜz , Takatsiz Kalmissin Eski Dostum.

Bir Zamanlar Basini Dik Tutardin At Gibi
GÖkdelen Binalarda 30.uncu Kat Gibi
Durmadan Çalisirken Rakkasli Saat Gibi
Simdi ÜÇ'Ün Biri Kalmissin Eski Dostum.

Sagliginda , Ben , Senin Hep Aklina Uyardim
Kendim ÜsÜsem Bile Sicak Yere Koyardim
Dantelli KÜlotlari Senin IÇin Soyardim
ÜzgÜnÜm, Son DÜdÜgÜ Çalmissin Eski Dostum.

SÜt Gibi Bacaklari Kaldirirken Havaya
Simdi Takat Kalmamis Ziplayip Oynamaya
Haline Her Bakista Baslarim Kahkahaya
GÖzÜnden Malum Yaslar Gelmiyor Eski Dostum

AÇtigin Bacaklarin Sayisini Unuttum
Kismetsiz GÜnlerinde Ellerimle Avuttum
Bazen Keltos Basini Oksayarak Uyuttum
TedavÜlde Kalmayan Pulmussun Eski Dostum.

Zevkini Sen Yasadin Islenen GÜnahlarin
Senin Yerine Hesap Verecek Benim Yarin
HiÇ Cacigi Olur Mu PÖrsÜmÜs Bir Hiyarin
BÖyle Sakin Durmaktan Gayen Ne Eski Dostum.

Kim Demis Eski Dostlar DÜsman Olmazmis Diye
Dogruysa, Senin Beni Mahcup Edisin Niye
Isemek Olmasaydi Yedirirdim Kediye
Ben Sana Simdi Niye Hammalim Eski Dostum............

Evlilik

Çifitimiz evlenmeden önce anlaşma yaparlar, ikisininde istekleri vardır, önce kız sıralar:
- Eve geldiğinde saçımı sağa doğru taramışsam seninle birlikte olmak istiyorum demektir, sola doğru taramışsam belki birlikte olurum ama fazla zorlama, eğer saçımı iki yana ayırmışsam sakın zorlama istemiyorum demektir.
Sonrada adam isteklerini sıralar:
- Eve geldiğimde bi duble rakı içersem belki seninle birlikte olurum, bi ufak içersem kesin seninle birlikte olurum, eğer o akşam bi büyük bitirirsem, saçına başına bakmam s.kerim

Tek elle alkış

Çok güzel bir genç kadın bir gece klubünde stiprizci olarak iş bulmuştu. İlk kez sahneye çıkacağı için çok heyecanlıydı. Ancak ışıklar üzerinde parlar parlamaz öyle bir alkış tufanı koptu ki, heyecanı hemen yatıştı. Üzerindeki elbiseyi çıkardıktan sonra, alkışlar biraz azaldı. Çoraplarını çıkardıktan sonra ise alkış seslerinde biraz daha azalma oldu. Sütyenini çıkardığında salondan tek tük alkış sesleri geliyordu. Nihayet, üzerinde kalan son giysi parçasını da çıkarıp attı. Artık salondan tek bir alkış sesi bile gelmiyordu. Vücudunun güzelliğinden son derece emin olan yıldız adayı şaşkınlık içerisinde ön masada oturan bir adama yanaşarak sordu:
- "Şey acaba vücudumu beğenmediniz mi?" Adam heyecandan soluyarak:
- "Nereden çıkardınız bunu?" dedi.
- "Ne bileyim. Ben soyundukça alkışlar kesildi de..."
- "Tabi kesilecek" dedi adam. "İnsan tek elle nasıl alkış tutabilir ki?"

Bahtsız adam

Doğuştan bahtsız bir adamın bir gün uçak yolculuğu yapması gerekiyormuş.
Binmeden evvel;
- ''ben bahtsız bir adamım herhalde bu uçak yolculuğunun sonu pek iyi olmayacak'' diye içinden geçirmiş.
Uçak yolculuğunun 10. dakikasında pilot;
- ''irtifa kaybediyoruz, lütfen bağajları atalım'' demiş.
Herneyse bağajlar atılmış, fakat 10 dk. sonra pilot;
- ''maalesef hala irtifa kaybetmekteyiz, kura çekicez ve kalacaklar namına herkes kaderine razı olup atlayacak'' demiş.
Bizimkisi de;
- ''ben bahtsız bir adamım, ilk kurada ben çıkmazsam şaşarım'' diye içinden geçirmiş.
Kura çekilmiş ve bizim adama çıkmış.
Bizimkisi isyan etmiş ve yolculara hayatında yaşadığı türlü türlü şanssızlıkları, başından geçenleri kısaca anlatıp, son ricasında bulunmuş;
- ''Tek isteğim ölmeden önce şeytanın bacağını kırabilmek, bi soru sorim, bilemezseniz ikinci atlıcam, bilirseniz gene ilk atlamaya hazırım'' demiş.
diğer yolculardan kimse de birinci atlamak istemediğinden ve birkaç yüz yolcu içinden elbette adamın sorusunu bilebilecek birisinin çıkacağını düşünerek adamın isteğini kabul etmişler.
Adam sormuş;
- ''Ben ve yanımdaki adamın toplam kaç *aşağı var?''
Tüm yolcular da hep bir ağızdan;
- ''dööört'' demişler.
bunun üstüne adam pantolonunu indirmiş ve şanssızlık sonucu tek kalmış *aşşağını göstermiş.
Derken diğer yolcu da indirmiş, ama o da üç *aşaklıymış....

Sağır ve Dilsiz

Adamin birisi ev ariyormus. Bir emlakcidan bir evin anahtarini almis ve eve bakmaya gitmis.
Evi cok begenmis. Tam cikacakken evin penceresinden karsi evi görmüs. Bir de ne görsün, bir adam ve bir kadin cirilciplaklar.
Kadin elleriyle gögüslerini oksuyor, adamda zikine bir süt sisesi takmis, bir elinde de semsiye öyle duruyor. Adam dehset icinde evden cikip emlakciya gelir. Evi, biraz önce gördüklerinden dolayi tutamayacagini söyler.
Gördüklerini bir bir emlakciya anlatir.
Emlakci gayet sakin bir sekilde;
-"Haa!, Onlardan mi bahsediyorsun. Onlar sagir ve dilsiz. Kadin elleriyle gögüslerini oksayarak,
-Gögüslerimde süt kalmadi, git cocuga süt al, diyor.
adam da -Disarida yagmur yagiyor, zikerim sütünü,diyor..."

28 Ocak 2009 Çarşamba

Döner

Köylünün biri şehirdeki lüks bir lokantaya girer ve garsondan çorba ister çorbası gelir ve yer garson bu kötü görünümlü köylüyle biraz dalga geçmek ister ve çorbasını bitiren adama efendim arkadan ne alırdınız der adam biraz kızarır bozarır isede garson tekrar arkadan ne alırdınız der bizim köylünün cevabı müthiş garsona sen şu önümdekini kaldır sonra döner verirsin.

Çıplaklar kampı

Temel annesi ve babasi seyahate gider. Fakat otelde bos yer yoktur. Otelci onlara ileride bulunan çiplaklar kampini tavsiye eder. Baska çareleri olmayinca oraya giderler.
Birazdan Temel kosa kosa gelir ve annesine sorar;
- ''Anne neden bazi kadinlarin gögüsleri büyük bazilarinin küçük?''. Annesi cevap verir;
- ''Oglum büyük gögüslüler aptaldir küçük gögüslüler akilidir ondan''.
Temel gider ve birazdan kosarak gelir;
- ''Anne neden bazi erkeklerin organi büyük bazilarininküçüktür?''.
- ''Oglum organi büyük olanlar akilidir, küçük olanlar aptaldir''. Temel biraz düsünür ve annesine cevap verir;
- ''Biraz önce babami aptal bir kadinla oynarken gördüm ve git gide akillaniyordu''.

Vites

Oldukça yaşlı bir çift yatak odalarinda sevişmektedirler. Adam gidip geldikce kadinda hic hareket olmadigini görür. Kadin hic birsey yokmus gibi sakiz cignemektedir. Adam bu ise icerler:

- "Ne oldu canım, hiç istahin yok?" Kadin manali manali:
- "EEE Araba eski olunca cekişi de iyi olmuyor." Adam hemen aletini cikartip bir alta sokar. Kadinin gözleri faltasi gibi acilmistir.

Adam pişkin pişkin gülümser.

- "Cekiş iyi olmayınca vitesi bir geri alacaksın."

Matematik sınavı

Matematik sınav sorusu / gerçektir. Lütfen sonuna kadar okuyun.

Soru, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinin İşletme Matematiği kitabından gerçek bir alıntıdır. Hiç dokunulmadan ve yorumsuz şekliyle verilmiştir:

Kitap Adı: İşletme Matematiği
Yazar: Prof. Dr. Müh. Yılmaz Tulunay

Sayfa: 173
Soru :Amerika'ya lisansüstü çalışmalar yapmak üzere giden Mehmet, iki kız arkadaş edinmiştir. Bunlar Mary ve Nancy'dir. Mehmet'e göre;
a-) Mary olgun bir kızdır ve klasiklerden zevk almaktadır. Böyle bir yerde onunla 3 saat birlikte olmak 12 dolara mal olmaktadır. Diğer taraftan Nancy daha çok popüler eğlenceleri yeğlemektedir. Onunla böyle bir yerde 3 saat birlikte olmanın maliyeti de 8 dolardır.
b-) Mehmet'in bütçesi gönül işlerine ancak ayda 48 dolar ayırmasına olanak vermektedir.
Ayrıca, derslerinin ve çalışma koşullarının ağır oluşundan dolayı, kız arkadaslarına en fazla ayda 18 saatlik süre ve 40.000 kalorilik enerji ayırabilmektedir.
c-) Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori enerji harcayan Mehmet, Nancy için bunun iki katını harcamaktadır. Eğer Mehmet'in Mary ile buluşmaktan beklediği mutluluğu 6 birim ve Nancy ile buluşmaktan beklediği mutluluğun da 5 birim olduğunu biliyorsak, mutluluğunu maksimize etmek isteyen Mehmet'in sosyal yaşamını nasıl planlaması gerekecektir? Grafik ve cebirsel yoldan bulunuz.

BIR ÖGRENCININ CEVABI:

Sayın Hocam, Bu Mehmet şerefsizi buradan Amerika'ya lisans üstü çalışma yapmaya gitti de herifin s...nin derdi bize mi düştü? Biz burada tahsili bırakıp karıya, kıza dalsak bizi de böyle ballandıra ballandıra kitaplara yazar mısın? Neyse geçelim sorduğunuz sorunun cevabına;
a-) Bi kere bu Mehmet ibnesinde iki hatuna ayrı ayrı zaman harcayacak g.. de, para da yok, sıkarrrr. Ayrıca dünya piyasalarında saati 100 dolardan açılıp minimum 50 dolara kadar düşen tarifeler göz önüne alındığında, 3 saati 12 dolarlık ya da 3 saati 8 dolarlık karılardan hayır gelmez. Muhtemelen Mary 68, Nancy 79 yaşındadır ve ikisinin de bu güne kadar yattıklarının haddi hesabı yoktur. Bu durumda Mehmet'in hem vakit darlığı, hem kadınların hali, hem de para yokluğu sebepleriyle bu iki ******yla grup sexi yapması gerekir.
b) Mehmet'in bütçesi (bu gönül işi tabirini ben anlamadım)sevişmek için ayda 48 dolara yetiyorsa zaten bu o.....çocugunun masturbasyon yapması daha uygun olur. Böylelikle iki ay para biriktirip bu çuvalların yerine doğru dürüst bir karıya zıplar ve ayırdığı 40.000 kaloriyi hakkıyla harcar. Ama siz bu cevabı kabul etmeyeceğiniz için şöyle cevap verelim; Mehmet'in bütçesi 48 dolara yettiği için ancak grup sex yapılacağından pazarlıkla miktar iskontosu alınır ve bütçe rahatlatılır.Böylelikle ayda ayırdığı saati 3 saate bölersek 6 kez yapmış olur ve her sevişmede 40.000/6= 6700 (yaklaşık) kalori harcar. Bu hayvan bir seferde kesintisiz 3 saat zıplayabiliyorsa zaten Amerika'da kalması ve buralara dönmemesi hepimiz için hayırlı olur.
c-) Mehmet Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori harcıyorsa yukarıdaki hesaba göre Nancy'ye sadece 6.700 - 5.000 = 1.700 kalori kalır ki bu da Nancy gibi falafoş bir motoru sadece gıdıklar. Bu durumda birinden 6, diğerinden 5 birim zevk alan Mehmet'in mutluluğunu maksimize etmesi için kendisini de birilerine d..dürmesi gerekir.
Sonuç olarak bu işe alışan Mehmet'in bundan sonraki sosyal yaşantısını kaşarlı bir ibne olarak planlaması gerekir. Bu sayede ayda 48 dolar tasarruf sağladığı gibi üste para da kazanarak bütçeyi de düzeltir. Saygılarımı arz ederim.

İlk hediye

Genç adam, yeni tanıştığı kız arkadaşına hediye vermek istemişti. Bu ona alacağı ilk hediye olacaktı. Bu yüzden fazla özel bir şey seçmemeye dikkat etti ama alacağı şey biraz da romantik olmalıydı. O gece birlikte çiseleyen karın altında yürürlerken, sevgilisinin avucunun içinde ısıtmaya çalıştığı ellerini hatırladı ve karar verdi. Bir çift eldiven alacaktı.

Alışverişe bu tür işlerde pek becerikli kız kardeşini de yanına alarak çıktı. Bir büyük mağazadan içi kürklü bir çift beyaz eldiven seçtiler. Bu arada kız kardeşi de kendine bir çift dantelli külot aldı...

Ne var ki mağazadaki paketleme kısmında bir karışıklık oldu. Eldiven kız kardeşinin paketine girdi, külotlar da mağazanın özel kuryesi ile kız arkadaşının evinin yolunu tuttu. İçindeki delikanlının yazdığı romantik notla tabii...

Sevgilim,

Geçen akşam seninle çıktığımızda bunlardan giymediğini fark ettim. Eğer kız kardeşimle beraber olmasaydım, ben uzun ve düğmeli olanlardan alırdım, ancak kız kardeşim kısa ve düğmesiz olanlardan kullanıyor. Çıkarması daha kolay oluyormuş... Renginin açık olması çabuk kirleneceği izlenimini veriyor. Ancak bunları satın aldığım bayan tezgahtar bana kendisininkini gösterdi. Üç haftadır kullanıyormuş. Yakından baktım, hiçbir kirlenme yoktu.

Tezgahtar bayandan bir şey daha rica ettim. Seninkileri giyip, nasıl durduğunu bana üzerinde göstermesini... Hemen giydi. Çok şık duruyor, elimi uzattım, okşar gibi sıktım... Ele de çok hoş geliyor ve öyle yumuşak ki... Dışarı kıvırdığında içinden tüyler görünüyor. Bu sene moda böyleymiş. Tezgahtar kız gösterdi gerçekten çok hoş...

Keşke bunları ilk giyişinde yanında olup giymene yardım edebilseydim... Seninle buluşuncaya kadar birçok yabancı elin ona dokunacağını düşünmek beni üzüyor... Çıkardığın zaman içi biraz nemli olabilirmiş. O zaman üfleyerek havalandırman gerekiyormuş.

Bu akşamki buluşmamızda bunları nasıl avucumun içine alıp, nasıl defalarca okşayıp öpeceğimi ve okşar gibi avuçlayıp sıkacağımı ve avuçlarımdan bırakmayacağımı düşünüyorum. Bu akşamki buluşmamızda giymeyi unutma...

Yatak

Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar.
Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. Mehmet'in annesi akşam yemeği süresince Handan'ı uzun uzun süzer ve aslında Handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup, olmadığını merak eder. Aklını okumuşcasına Mehmet annesine der ki:
Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok.
Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner.
Aradan bir iki gün sonra Handan der ki:
Mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum.
Mehmet yanıtlar:
Annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım. Oturur ve yazar:
Anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum.
Fakat konu şu ki: Sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp.
Sevgiler oğlun Mehmet.
Bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir:
Sevgili oğlum:
Handanla yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum.
Fakat konu şu ki:
Handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu.
Sevgilerle annen...

Türk ve japon

Bir Turk, Japon arkadasinin daveti uzerine Japonya'ya gidiyor.Bir kac gun gezdikten sonra arkadasi onu calistigi fabrikaya goturuyor

Teknoloji muazzam.

-"Bak" diyor Japon :

-"Burada robot yapiyoruz. Su robotlar ogle yemegini hazirlar ve getirir. Sunlar bebek bakar. Sunlar araba bile kullanir."

Bizim Turk vatandasi hayretler icinde kalir.

Dolastikca gozleri faltasi gibi acilir.

Japonya'dan ayrilirken arkadasi Turkiye'ye mutlaka gelmek ve teknolojisini gormek istedigini soyler.Ve o gun gelir. Fakat bizim Turk nereyi gezdirecegini bir turlu bilemez.

Dusunur ne gostermeli de altinda kalmamali Japonya'da gorduklerinin. Aklina hamam gelir. Japon ne anlar Turk hamamindan. Alir gotur.

Japon'a ilginc gelir.

-"Ne oluyor burada?"

-"Biz burada insan yapiyoruz"

-"Sahi mi ?" der Japon.

Bir odanin kapisini acarlar. Iceride bir tellak adamin kolunu ovmaktadir.

-"Bak," der bizimki, "burada kollar monte ediliyor."

Bir baska odada bacak ovulmaktadir.

-"Burada da bacaklar takiliyor".

Japon bu sefer hayrette. Diger odanin kapisini acarlar.Iceride bir kadinin ustunde bir erkek, is ustunde. Japon sorar:

-"Peki burada ne oluyor?"

-"Burada montaj bitmis, delikler aciliyor."

Dondurmacı temel

Bir gün temel,fransiz ve italyan yarismaya girmisler.Bu yarismada 100 katli bir apatmana hiç s*k*n kalkmadan çikman gerekiyormus.Ilk olarak fransizi soyup göndermisler.Bir de bakmis ki her katta çiplak kizlar varmis.En sonunda 35 inci katta s*ki kalkmis.Kizlar ne
is yapiyorsun demisler.Fransiz oduncuyum demis.Onun sikini baltayla kesmisler.Sira italyana gelmis onunda 25inci katta s*ki kalkmis.Onun sikinide marangoz oldugu için testere ile kesmisler.Sira temele
gelmis.Temellin s*ki daha ilk katta kalkmis.Temele sormuslar necisin diye?Temel:

-"Dondurmaciyim yalayin kizlar yalayin"

Yazı yazma

İtalyan, Fransız ve bizim Nam-ı Kemal gene bir boşalma yarışmasında. Ama bu sefer çıkan spermlerle ülkelerinin isimlerini yazmaları gerekiyor. İtalyan başlıyor ve İTA yazıyor. Fransız geliyor ve FRANS yazıyor. Sıra bizim Nam-ı Kemal e geliyor. N.Kemal bir başlıyor. Aradan 1-2 saat geçiyor. Herkes noooldu N.Kemal tıkandı galiba diyor. Nam-ı Kemal bir bırakıyor NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Namık ve padişah

Padişahın birgün canı sıkılır vezirine küfretmek istediğini söyler. Vezirde Nam-ı Kemal adında birini tanıdığını ve çok küfürbaz olduğunu anlatır. Padişah Nam-ı Kemal`i çok merak etmişti. Vezirine emir vererek Nam-ı Kemal`i çağırır. Nam-ı Kemal geldikten sonra Padişah : - Çıkma yemiş ağacına koparma dalını malını Nam-ı Kemal hemen : - Düşersen aşağı görürsün ananın *mını. Padişah bu küfür karşısında çok sinirlenir ve Nam-ı Kemal`i zindana atar. Aradan birsüre geçtikten sonra Padişahın canı tekrar sıkılır. Vezirine Nam-ı Kemal`i çağırmasını ve Divanı topladıktan sonra Nam-ı Kemal`in küfür edemeyeceğini söyler. Nam-ı Kemal gelir. Padişah : - Gittim karadenize tuttum bir alabalık. Namık Kemal : - *ikerdim ananı ama etraf kalabalık.

Mönü

Adamın biri Nam-ı Kemal`in garsonluk yaptığı lokantaya gider. Nam-ı Kemal adamın yanına gelir ve sorar: -Ne istersiniz? Adam bizim Nam-ı Kemal`e şaka yapmak için der ki: -Bana cacık macık daracık *mcık getirirmisiniz. Bunu duyan Nam-ı Kemal`de laf mı yok? Adama soyle der: -Bugünkü mönümüzde bunlar yok. Bugün mönümüzde dalak malak kol gibi *arrak var.

27 Ocak 2009 Salı

Şair kemal

Günün birinde şair bir padişaha ilham gelir ve başlar yazmaya; -"Çıktım ağaca yedim hamını mamını,....? -"Çıktım ağaca yedim hamını mamını,....? Gerisi bir türlü gelmez. Padişah geceleri uyku uyuyamaz olur şiirini tamamlayamamıştır bir türlü. En sonunda ülkesinin bütün şairlerini sarayında toplatır ama yine nafile onlarda bu mısranın devamını getiremez. Artık en son sıra Nam-ı Kemal´e gelir ve padişah başlar. -Hadi Nam-ı Kemal getir şunun devamını da ne istersen vereyim sana! -Buyrun Padişahım... -Çıktım ağaca yedım hamını mamını... Nam-ı Kemal hemen devam eder; -"Düşersen aşaği görürsün ananın *mını..."

Doktor N.kemal

Bizim Nam-ı Kemal doktor olmus bir zaman, ve kasaba kasaba dolasip derdi olana care bulurmus. Ama bizim N.K. cok capkinmis ve gozune kestirdigi hatunu hic affetmez, şu veya bu şekilde muhakkak elinden geçirirmiş. Bir gün N.K. bir kasabaya gider. Orada çok güzel bir hanım görür ve bu hanımı becermeyi kafasına koyar. Bir iki karşılaşmadan sonra anlar ki karının da bunda gözü var. Ama küçük bir sorun var o da karının hayvan gibi bir kocası var. (kasabanin agalarindan). N.K. kadına der ki sen al kocanı denize git, ondan sonra kocana de ki a..`a yangeç kaçtı beni doktora götür, o da seni bana getirsin da ben seni hallederim. Kadın da tamam der. Kadın kocasıyla denize gider ve denizde yüzerken ansızın kocasının yanına koşarak gelir ve şöyle der: "Kocacığım a..`ma yengeç kaçtı çok acıyor beni doktora götür" Adam da hemen karıyı alır ve N.K.`in kliniğine gelirler. N.K. sorar: Hayırdır n`oldu? Adam da der ki: "Bizim hanımın kutusuna yengeç kaçtı bir bakıverin Dr. Bey". N.K. söyle der: "E vallahi dostum bunun bir tek yolu vardır o da; sen karının kutusuna seninkini sokacan, yengeç ısırınca çekecen yengeçi çıksın dışarı." Adam der ki" Yooooo Dr. Bey , doktor sizsiniz siz yapacaksınız" N.K. : "Ama nasıl ben sizin karınızın şeyine kendi şeyimi sokmam olmaz" Neysa biraz münakaşadan sonra N.K. bayılarak bu görevi kabul eder ve başlar kadının üstünde gidip-gelmeye. Bu arada koca sorar "n`oldu n`oldu?" N.K. der ki " daha daha". Biraz sonra bizim N.K. şöyle derin bir " Oooooohhhhhhhh " çeker. Koca hemen sorar n`oldu ısırdı mı? der. N.K. da bunun uzerine " Hayır , yengec boğuldu!!!" der.

Laf yarışı

Nam-ı kemal bir aralar ün yapmış. Kimse kendisi ile laf yarışına giremiyormuş. Bunu yunanlı bir kadın duymuş ve ben onu mort ederim demiş. Neyse bu kadın Türkiye`ye gelmiş Nam-ı Kemal`le görüşmüş. Nam-ı Kemal`e demiş ki seninle laf yarışına girmeden önce seninle sex yapmak istiyorum demiş. Nam-ı Kemal de kabul etmiş. Başlamışlar işe kadın sormuş Yunanistan mı büyük Türkiye mi. Nam-ı Kemal Türkiye demiş. Kadın birdaha sormuş Nam-ı Kemal yine Türkiye demiş. Kadın hayır yunanistan daha büyük bak Türkiye`yi içine aldı. Nam-ı Kemal söyleyecek bir şey bulamazken *aşşaklarını görür. ve derki bak adalar dışarıda kaldı.

Karpuz taşımaca

Nam-ı Kemal, japon, alman ve ingiliz en çok kimin karpuz taşıyacak diye iddiaya girerler. Japon der ki: -Ben iki tane taşırım koltuklarımın altına alarak. İngiliz de der: -Ben de 4 tane taşırım iki koltuk altına iki de omzumun üstüne alırım. Alman da der ki: -Ben de beş tane taşırım herkes şaşırır nasıl taşırsın ya? İki tane koltuk altına, iki tane omuzlarımın üstüne, bir tane de *arrağıma takarım demiş. Sıra Nam-ı Kemal`e gelir, der ki: -Ben de 9 tane taşırım iki koltuk altına, iki omuzlarıma ,almanı da *ikime takarım.

Çocuk kimde kalacak

Amerikada zengin bir ailenin kızıyla fakir bir ailenin çocuğu evlenmeye karar vermişler ve bir çocukları olmuş. Aradan bir sene geçmiş. Bu çift çok mutsuzmuş ve ayrılmak istemişler ama ikiside çocuğu istiyormuş. Mahkemeye gelindiğinde zengin kız 12 tane avukat tutmuş ve savunmasını yapmış, adam ise fakir olduğu için avukat tutmamış kendi savunmasını kendisi yapmaya karar vermiş. Başlamış anlatmaya; -Hakim bey parkta yürüyosunuz, ordan metroya indiniz ve susadınız. Kola makinesini gördüzün 25 cent attınız kola düştü. Bu kola sizinmi olur makineninmi? Hakim;çocuk babada kalacaktır...

Telefon hatları karışınca

Adamın karısı gece yarısı doğum yapmıştı. sabah ilk iş hastaneye telefon edip durumlarını sormak oldu. - Alo orası doğum servisimi? - Evet efendim. - Servis şefi ile görüşebilirmiyim. tam osırada hatlarda bir karışıklık olur ve müşterisiyle konuşan bir otomobil tamircisi hatta girer. cazırt cuzurt kısa bir parazit sesleri ve daha sonra hat eskisi gibi netleşir. - Alo... alo sesim geliyormu aloo? - Evet devam edin. - Sesim şimdi daha iyi geliyor galiba sizinkide düzgün gelmeye başladıda... - Merak edilecek birşey yok burada herşey yolunda onu iki gün içinde evinize göndeririz. - Demek herşey yolunda bir problem yok. Aslında nekadar zorluk çektiğimizi bilemezsiniz beyfendi. Her tarafını elden geçirdik. İşe yaramaz hale gelen yerlerini değiştirdik iki gün sonra yeniden kullanmaya başlayabilirsiniz. - Nasıl yeniden kullanabilirim anlayamadım? - Hiç merak etmeyin sonuçtan çok memmun kalacaksınız girişini daralttık çok fazla genişlemişti,herhalde fazla zorlamışsınız. - Fa, fa, fakat... - Yooo hayır hiç itiraz etmeyin zorladığınız belli. Bu arada çıkışıda biraz açtık. Tıkanmıştıda... - Çıkışmı? nasıl yani? - Hani gaz çıkan delik canım. O kadar iyi açıldıki şimdi gaz çıkarırken sesini dinlemek bir zevk haline geldi. - Neeee.? - Dediğim gibi herşey yolunda. Emin olmak için dün akşam bizzat kendim denedim. herşey okadar iyiydiki neredeyse son model oldu vallahi. Bu sabah yedi kişi birden çıktık üstüne banamısın demedi. Artık öyle hızlıki hiç sormayın çok memmun kalacaksınız çoook.

Bir tabur asker

Bir kasabanın kilisesinde papaz vaaz vermektedir. Konu kasaba nufusunun azlığına gelir ve papaz halkı çocuk yapmak için "Eşiyle cinsel ilişkide bulunan her kimse bir tabur düşman askeri öldürmüş kadar sevap kazanır" der. Vaazdan sonra evine dönen çiftlerden birinde kadın kocasına yaklaşır ve "Hadi kocacım bir tabur asker öldürelim" der. Kocası kabul eder ve birlikte olurlar. Aradan yarım saat geçer, kadın yeniden gelir, "Hadi kocacım bir tabur düşman askeri daha öldürelim" der. Adam yine kabul eder ve yeniden birleşirler. Aradan bir saat geçer, kadın yeniden gelir "Hadi kocacım bir tabur daha öldürelim" der, adam oflaya puflaya kabul eder ve yeniden birlikte olurlar. Bunun üzerinden bir saat geçer kadın yine ister adam bir nevi çaresiz yine "hadi" der, bu sırada çıkarttıkları seslerden rahatsız olan oğulları gelir odaya: "Ya çok gürültü yapıyorsunuz uyuyamıyorum" Babası yakınır: "Ne yapayım oğlum, düşman askerleri ananin *mına karargah kurmuş, öldür öldür bitmiyor.

Sarışın

Miami`de üstü açık spor arabasıyla gezen sarışın afet`i trafik polisi durdurur. - ``Hanımefendi ehliyetinizi görebilirmiyim?``. - ``Nedir o?`` - ``Hani araç kullanırken yanınızda taşımanız gereken belge, kredi kartı boyutlarında ve üzerinde resminiz olur``. Sarışın bayan çantasını aracın koltuğuna boşaltır ve ehliyeti bulur ve memura uzatır. - ``Hanımefendi ruhsatı görebilirmiyim?``. - ``O`da ne?``. - ``Tabiri caiz ise aracınızın kimlik kartı. Genelde torpido gözünde bulunur``. Bayan torpido gözünü bulur ruhsatı uzatır. Trafik polisi evrakları alıp aracına biner ve merkezle telsiz bağlantısı kurar. Merkezdeki görevli memur aracı kullanan sarışın`mı`` diye sorar. - ``Evet``. - ``Peki süper bir mini eteği varmı?``. - ``Evet``. - ``Göğüsleri gömleğinden taşıyor`mu?``. - ``Evet``. - ``O zaman sen ona doğru yaklaş ve fermuarını indir``. Polis memuru merkezdeki arkadaşına bağırarak böyle birşey yapamayacağını söyler ama ısrarlara fazla dayanamaz. Sarışın bayanın yanına yaklaşıp fermuarını indirir. sarışın bayan çok şaşırır. - ``YİNE`Mİ ALKOL MUAYENESİ!``...

Berber

Berberin birinin bir oğlu varmış ve hiç küfür bilmiyormuş.berberin oğlu yolda giderken *arrak kelimesini duymuş ve babasına sormuş:"Baba *arrak ne?". -Babası da "Koltuk." demiş oğluna. Bir süre sonra çocuk "*nanı *ikim kelimesini yolda giderken duymuş.Ve bunu da babasına sormuş. -Babası da "tıraş etmek oğlum." demiş. -Bir gün çocuğun babası berber dükkanından fatura yatırmak için ayrılmış ve saat 4`te geleceğini söylemiş. Saat dörde yaklaşınca bir müşteri gelmiş."Oğlum ben saçımı kestireceğim, baban yok mu demiş? -Çocuk ta: "Sen bu *arrağın üstüne otur, babam gelsin senin ananı *ikecek." demiş.

Düşük olursa

Bir gün bir kız annesine uzun zamandır regl olmadığını söylemiş bunun üzerine annesine kızın hamile olduğundan şüphelenmiş ve test yapmışlar sonuçta kız hamile çıkmış anne sinirli bir şekilde kimden peydahladıysan çağır onu demiş aynı zamanda kızın babasınıda eve çağırmış bu üçü evde beklerken kapıya son model kırmızı bir ferrari gelmiş ve içinden uzun boylu orta yaşlarda yakışıklı bir adam inmiş eve girmiş baba sinirli bir şekilde adama bakarken adam lafa başlamış va demiş ki şu anki medeni durumumdan dolayı kızınızla evlenemem bunun üzerine baba iyice sinirlenmiş ama adam baba lafa girmeden devam etmiş : ama çocuk erkek olursa babanın hesabına bir miyon dolar anneye bir villa , çocuk kız olursa babaya gene bir milyon dolar anneye bir araba , eğer ikiz olursa ham anneye hem babaya bir milyon dolar , şayet düşük olursa diye söze tam devam edicekken baba araya girmiş adamın sırtını sıvazlamış ve demiş ki düşük olursa bi daha mikersin yavrum

Tavan

Adamın biri bigün vandan istanbulun en büyük ve en lüks hoteline gelir ve kral dairesini seçer adam çok zengin ama kıro söyler tavukları içer şarapları derken tuvaleti gelir tuvalete girer bi bakar her yer benbeyaz ve hiç görmediği klazet ben der buraya miçarsam beni mikerler adam düşünür aklına çorabı gelir çıkarır çorabı mıçar içine adam rahatlar derken çorabı ne yapacam der açar pencereyi çorabında ucu delik sallar sallar bok tavana yapişir adam der bu sefer temelli beni mikecekler o sırada otel görevlisigelir ve adam hemen der sana 100 milyon vereyim ama şu tavandaki boku temizle görevli boka bakar tavana bakar adama derki bensana 200 milyon vereyim sen bana oraya nası sıçtığını söyle.....

Reel ve potansiyel

Çocuğun birisi, bir gün matematik dersi sonrasında kafasında bir takım soru işaretleri ile babasına gelir. Babası; - ``Oğlum bugün okul nasıl geçti`` diye sorar. çocuk babasına; - ``Babacığım herşey iyiydi ama matematik dersinde anlatılan reel ve potansiyel kavramlarını anlayamadım``. Bu durum üzerine babası çocuğuna bu kavramları ilğinç bir yöntemle anlatmaya karar verir. Çocuğuna; - ``annene git ve ona 1 milyon dolar karşılığında Robert De Niro`yla yatıp yatmayacağını sor`` der. Çocuk gider ve sorar. Annesi; - ``1 milyon dolara gerek yok, bedava olarak seve seve Robert De Niro`yla yatabilirim`` der. Çocuk bu cevabı babasına iletir. Bunun üzerine babası çocuğun ablasına giderek ona 1 milyon dolar karşılığında Leonardo Di Caprio`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk ablasına gider ve sorar. Ablasıda annesi gibi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını bedava bile seve seve onunla yatabileceğini belirtir. Çocuk bu cevabıda babasına iletir. Babası ise şöyle der; - ``İşte oğlum sorularının cevabı şu anda elimizde reel olarak 2 milyon dolar para ve 2 tane potansiyel *rospu var`` der...

26 Ocak 2009 Pazartesi

5 rahibe

5 tane Rahibe öldükten sonra diğer tarafta onları önünde bir tas su ile zebani karşılar. Zebani rahibelerin sıraya girmelerini ister. İlk kadına sorar: - P...is hakkında ne biliyorsun?. Kadın - Yalnızca dokundum der. - O zaman sadece ellerine suyu sür geç der zebani. İkinciye de aynı soruyu sorar. Oda - Yalnızca gördüm der. - O zaman suyu gözlerine sür ve geç der. O sırada 3. ile 4. kadın yer değiştirir. Zebani bunu görünce - Ne yapıyorsunuz yer değiştirmek yasak der. Bunun üzerine Kadın: - Arkadaş g**ünü yıkamadan ben bi ağzımı yıkasaydım der...

Yarışma

Dünyada bir yarışma yapılıyormuş.Yarışmaya ingiliz fransız ve türk katılmışlar.bir odanın için de ütülenecek bir gömlek ve çıplak bir kadın varmış.yarışmacılar 5 dakika içinde hem gömleği ütüleyecekler hemde yataktaki çıplak kadını becereceklermiş.Kazanan 1 milyon dolar alacakmış.Önce ingiliz girmiş gömleği ütülemeye başlamış bitince tam karıya saldırmış vakit dolmuş zil çalmış,dışarı çıkmışdemişler ne oldu,biz ingilizlerde önce iş gelir demiş.Arkadan fransız girmiş önce kadına saldırmış yatakta kadını halletmiş ütüye başladığında vakit dolmuş dışarı çıkmış sormuşlar ne oldu diye,demiş biz fransızlarda aşk önce gelir iş sonra gelir.Sıra bizim türk e gelmiş,içeri girmiş kadını yataktan kaldırmış ütü masasının önüne getirmiş gömleği vermiş ütületmeye başlamış ve kadının arkasına geçmiş başlamış kadını .ikmeye vakit dolmuş heriş zamanında yapılmış.bir alkış bir kıyamet kazanmış sormuşlar nasıl oldu.Demiş bir Türkler adamı hem çalıştırırız hem .ikeriz

Bazı şeyler açıklanamaz

Ciftcinin biri komsu barda otumus deli gibi icerken arkadasi gelmis ve "Hey, bu guzel gunde niye sarhoslar gibi oturup icki iciyorsun ki?" demis.. Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz... Adam : Bu kadar kotu olan sey ne? Ciftci : Bugun oturmus bizim inegi sagiyordum. Kova tam dolmustu ki sol ayagiyla bir tekme atti ve kova devrildi. Adam : Tamam ama buna bu kadar uzulmeye degmez... Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz... Adam : Sonra ne oldu? Ciftci : Bende bir ip aldim ve sol ayagini yandaki direge bagladim... Adam : Sonra ? Ciftci : Tekrar oturdum sagmaya devam ettim . Kova tam dolmustu ki sag ayagiyla bir tekme daha atti ve kova yine devrildi. Adam : Yine mi? Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz... Adam : Sonra ? Ciftci : Bende baska bir ip alip sag ayagini da yandaki direge bagladim. Tekrar sagmaya basladim. Tam kova dolmustu ki aptal inek bu kez de kuyruguyla bir kova sutu devirdi.. Adam : Hmmm... Ciftci : Bazi seyler vardir ki aciklanamaz... Adam : Sonra ne yaptin peki? Ciftci : Bende baska bir ip aradim bulamiyinca da kemerimle inegin kuyrugunu tavana bagladim. Ve tam o sirada pantolonum dustu ve karim iceri girdi.... Bazi seyler vardir ki aciklanamaz...

Havlu

Orta yaşın üstünde bir italyan,genç ve güzel bir hanıma aşık olmuş. Kadın da bu aşka aşkla karşılık vermiş. Birbirlerini çok sevmişler ve evlenmişler. Kocası eşini hep mutlu etmek endişesi taşıyormuş. ancak yatakta mutlu edemediğini görüp karısına problemini açmış. "ne yapalım?papaza soralım..." kararını almışlar. olayı papaza açmışlar. papaz derhal bir tavsiyede bulunmuş: "genç bir kişi sizin üzerinizden bir havlu ile, havluyu sağa sola sallayarak esinti yapsın! "havluyu sallayacak genci bulmuşlar genç adam onlar sevişirken havluyu sallamış, sallamış. ancak sevgililer yine mutlu olamamışlar. Tekrar papaza gitmişler: "ne yapalım" demişler. papaz bir süre düşünmüş kocaya: "birde havluyu sen salla öyle deneyin" demiş. iki sevgili evlerine dönmüşler ve papazın tavsiyesine uymuşlar, havluyu koca sallamış, kocanın yerine genç adam geçmiş... tabii sonuç müthiş olmuş ,yer gök inlemiş ve koca, karısını memnuniyetini ve mutluluğunu görerek,genç adama dönmüş... birazda küçümseyici bir tavirla "gördün mü koçum...havlu böyle sallanır..."

Vampirler

Eyfel kulesinde wampirler ayini varmış. Her ülkeden bir temsilci göndermişler. Türkiyedende laz wampiri. Ayin başlamış dualar edilmiş sıra kurbanlara gelmiş. Fransız wampir kuleden süzülmüş aşağı belli zaman sora gelmiş ağzı burnu kanlar içinde göbek şişmiş hepsi sormuşlar ne yaptın diye. Fransız wampir: -Karşıda kırmızı ışıklı bir ev var görüyormusunuz der. Diğerleri evet görüyoruz derler. - İşte orda bir sarışın vardı önce kanını içtim sora ilişkiye girdim geldim demiş. Sıra Alman wampire gelmiş. Alman wampir süzülmüş kuleden belli zaman sora geri gelmiş ağzı burnu kanlar içinde. Sormuşlar sen ne yaptın diye. Alman wampir: - Karşıda mavi ışıklı bi ev var gördünüzmü? Hepsi gördük demiş. - İşte orda bi afet vardı önce kanını içtim sora ilişkiye girdim demiş. Sıra bizim laz wampire gelmiş. Laz wampir süzülmüş kuleden belli bir zaman sora gelmiş ağzı burnu kanlar içinde. Hepsi heyecanla sormuş ne yaptın diye. Laz wampir: - Karşıda bir ev var gördünüzmü? - Evet gördük. - Peki önünde bir direk var gördünüzmü? - Evet gördük. - Ben görmedim *mına koyim.

Fransız ve amerikalı

Fransız delikanlı, Paris`in bulvar kahvesinde oturmuş, tipik kahvaltısını yapıyormuş. Kahve, kruvasan, ekmek, tereyağ, reçel. Yan masaya ağzında cikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş. Sohbet başlamış... Amerikalı; - ``o ekmeğin hepsini yiyecek misin``. Fransız; - ``Tabii``.. Amerikalı; - ``Biz yemeyiz. İçinden biraz alır yeriz. Kalanı bir fıçıda toplanır Fabrikaya gider Kruvasan yapılır. Fransa`ya satılır`` demiş. Fransız cevap vermemiş. Amerikalı; - ``Reçel`de yermisiniz``. Fransız (öfkeli); - ``Tabii``.. Amerikalı; - ``Biz meyveyi taze yeriz Kabuklarını, çekirdeklerini, çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir, reçel yapar, Fransızlar`a satarız. Fransız:; - ``Peki siz kullandığınız prezervatifleri seviştikten sonra ne yaparsınız``.. Amerikalı; - ``Atarız tabi``... Fransız; - ``Biz atmayız. Bir fıçıda içindekilerle biriktirir, fabrikaya gönderir, ciklet yapar, Amerikaya satarız`` demiş...

Türk delikanlısı

Bir gün bi uçakta fransiz,ingiliz,alman,rus,iranli,hollandali ve türk laylaylom gidiyolarmis. Neyse uçak rotasini takip ederek giderken ingilterenin üstünden geçiyo.Ingiliz söyle bi asagilari süzüyo ve lafa giriyor : - Arkadaslar,burasi benim memleketim ingiltere.Bizim diyo biramiz acaip meshurdur sahane biralar üretiriz içmelere doyamazsiniz.. Neyse ingiltere bitiyor fransa nin üstünden geçiyo ve fransiz daliyo: - Burasi da fransa bizim kizlarimiz meshurdur öpmelere kiyamazsin. Derken almanya ya geliyo uçak alman bi iç çekiyo .. - Hey gidi memleket diyo biz diyo bi arabalar üretiriz binmelere kiyamazsiniz.. Sonra efenim geliyo hollanda ya hollandali bakiyro sööyle bi asagiya: - Burasi da hollanda diyo ah o güzel evler diyo bizim evlerimiz meshurdur... Uçak geçiyor rusyaya sonra (nasil bi rotaysa artik): - Rus bakiyo assaa bizim diyo kgb miz meshurdur dünya da sinek havalansa haberdardir... Sonra irana dönüyo uçak iranli bakiyo söyle bi göz süzerek: - Abiler diyo burasi da iran bizim de halimiz meshurdur diyo yumusaciktir.. geldik türkiye ye.. - Türk bakiyo abi assa düsün düsün nerden baslasamki (o kadar çok meshur seyimiz var ki en orjinalini söölemeliyim diye) hah buldum diye düsünüyo ve basliyor anlatmaya... - Arkadaslar diyo burasi türkiye.Bizim diyo delikanlimiz çok meshurdur.Oyleki alir fransizin kizini, içer ingilizin birasini ,atar almanin arabasina ,götürür hollandalinin evine ,yatirir iranlinin halisina , çatir çatir s.ker , kgb nin de bi s.kimden haberi olmaz....

Mükemmel erkek

Orta yaşlı zengin ve dul bir kadın artık hayatını yanlız geçiremeyeceğini anlayarak gazeteye bir ilan vermiş; - ``Zengin bir dul bayan hayatını paylaşabileceği bir hayat arkadaşı arıyor yanlız aşağıda yazılı şartlarıma uyması gerekir``. 1. - ``BENİ DÖVMEYECEK``. 2. - ``BENİ BIRAKIP KAÇMAYACAK``. 3. - ``YATAKTA SÜPER OLACAK``. Aylarca telefon çaldı. Ev mektuplardan geçilmedi ve kapının zili durmadı ama sonuçta kadın hiçbirini beğenmedi ve kendine uyğun bulamadı. Bir gün kapı çaldı, kadın kapıyı açtığında yerde paspasın üzerinde yatan kolları ve bacakları olmayan bir adam gördü. - ``Kimsin? Ve burada ne yapıyorsun?``. - ``Merhaba, artık aramanız gerekmiyor, bugün şanslı gününüz ve ben hayallerinizdeki erkeğim bakın kollarım yok sizi dövemem bacaklarım yok istesem`de kaçamam!``. - ``Eee.. Yatakta süper olduğunu nerden çıkardın?``. - ``Kapıyı neyle çaldık sanıyorsun``...

Kaç tane ağzın var

Üç Kız üniversiteden üç ayrı bolümden birincilikle mezun olmuşlar. Rektör kendilerini çağırmış ve sizleri hayata hazırlayacak soruma cevap verebilirseniz vereceğim başarı belgesi ile kolayca iş bulabileceksiniz. Birinci kız içeri girer ve hoca sorar; -Kızım senin kaç tane ağzın var? -İki tane var hocam. -Hangisi büyük? diye sorar hoca; Kız normal ağzını göstererek, bu büyük diye cevap verir. -Hoca niçin o büyük diye sorar - Kız; bunun dişleri çıktı öbürünün daha çıkmadı der ve sınavı kazanır.... İkinci kız içeri girer ve hoca sorar; -Kızım senin kaç tane ağzın var? -İki tane var hocam. -Hangisi büyük? diye sorar hoca; Kız *mını göstererek, bu büyük diye cevap verir. -Hoca niçin o büyük diye sorar. Kız; bunun bıyıkları çıktı öbürünün daha çıkmadı der ve sınavı kazanır.... Üçüncü kız içeri girer ve hoca sorar; -Kızım senin kaç tane ağzın var? -İki tane var hocam. -Hangisi büyük? diye sorar hoca; -Kız normal ağzını göstererek, bu büyük diye cevap verir. -Hoca niçin o büyük diye sorar Kız; bu emziği bırakalı 20 sene oldu ama aşağıdaki daha yeni başladı emmeye.

İtme isa

Temel bir gün malını mülkünü satıp Miami`ye gitmiş ve oraya yerleşmiş.Gel zaman git zaman Temel`in serveti tükenmiş.Temel başlamış kara kara düşünmeye nasıl bir iş yapsamda geçimimi sağlasam diye.En sonunda en kolay iş olan rahipliği bulmuş ve rahip olmuş.Ekmek elden su gölden Temel çok rahat fakat rahiplerin durumu malum cinsel ilişki yasak.Gel zaman git zaman Temel`in canına tak etmiş başlamış gene kara kara düşünmeye ne yapmalı ne etmeli bu işe bir çare bulmalı demiş kendi kendine,o sırada koridordan geçen genç rahibeyi görmüş ve aklına gelen fikri uygulamaya başlamış... Rahibe Temel`in yanına geldiğinde Temel başlamış kendi kendine konuşmaya: -Olmaz İsa kesinlikle olmaz... Rahibe merak etmiş sormuş: -Hayırdır kimle konuşuyorsun? -İsa efendimiz bana senin elini tutmamı söyledi... -İsa efendimiz diyorsa doğrudur vardır bi bildiği tut o zaman elimi demiş rahibe. Temel yeniden başlamış konuşmaya: -Olmaz İsa efendimiz bak vallahi olmaz... Rahibe tekrar sormuş ``noldu ne diyo`` diye... -Bu seferde rahibenin odasına gidin diyor... Rahibe: -İsa efendimiz diyorsa doğrudur vardır bir bildiği gidelim o zaman.. Rahibenin odasına geldiklerinde Temel başlamış yine kendi kendine konuşmaya -Olmaz İsa efendimiz bak bu sefer çok oluyorsun kesinlikle olmaz!!! Rahibe yine soruyor ``ne oldu bu sefer ne diyor``diye... -Soyunun yatağa girin diyor.. Rahibe: -İsa efendimiz diyorsa doğrudur vardır bir bildiği diyor Ve soyunup yatağa giriyorlar. Temel başlamış tekrar konuşmaya: -Olmaz İsa bak bu sefer çok fazla ileri gittin kesinlikle olmaz!!! Rahibe: -Ne oldu ne diyor İsa efendimiz? -Rahibenin üzerine çık diyor... -İsa efendimiz diyorsa doğrudur vardır bir bildiği çık o zaman... Temel rahibenin üzerine çıkmış ve şöyle devam etmiş: -İSA İTME,İTME İSAAAAA

İddacı

İşsiz güçsüz bir adamda kaynağı bilinmeyen çok ama çok fazla para varmış Herkes bu kadar çok parayı nerden kazandığını araştırıp duruyormuş. En sonunda adamı karakola çağırmışlar o kadar paranın hesabını vermesi için. adam gitmiş karakola. komser hemen lafa dalmış. -anlat bakalım bu kadar parayı nasıl kazandın. üstelik bir işin bile yok. -ben herkesle iddiaya girerim komserim. ve her iddiayı da kazanırım. -olum sadece iddiaya girerek bu kadar para kazanılırmı. -size kanıtlıyablirim komiserim. -nası kanıtlıyacan. -sizinle bi iddiaya girelim benim hiç iddia kaybetmiyeceğimi anlarsınız. 100 dolarına bahse girerimki ben sol gözümü ısırırım. Komiser düşünmüş. bi insan nasıl gözünü ısırabilir diye ve sonunda olamıyacağına karar verip iddiaya girmiş. adam bunun üzerine takma olan sol gözünü çıkarıp ısırmış. Komiser hayretle onu izledikten sonra. - tamam ama bir iddiayla sana inanacak değilim demiş. adam peki demiş. - 500 dolarına iddiaya girerimki. sağ gözümü de ısırırım. Komiser iki gözü de takma olsa bu adam göremez herhalde deyip bi daha girmiş iddiaya. Sonra adam takma dişlerini çıkarıp sağ gözünü de ısırmış. komser yine şaşırmış ama pes etmemiş. Hala inanmadım demiş. Adam tamam sizinle son bir iddiaya daha girelim üstelik bu sefer bedava demiş. Komser hemen kabul etmiş.Nedir iddia demiş? -benim s*kimin uzunluğu buradaki herkesin s*klerinin toplam uzunluğundan daha fazladır demiş. komser şöyle bi etrafına bakmış. Yaklaşık on kişi var. herbirininki 15 santim olsa toplam 150 santim yapar. Tamam demiş girmiş iddiaya. Adam indirmiş donunu bi bakmışlar ki küçücük bişey. Komiser hani uzundu lan demiş. Adam çekin komserim. Çekerseniz uzar demiş. komser adamın şeyini çekmeye başlamış. Çekiyomuş çekiyomuş. Uzamıyomuş. O sırada adam bi arkadaşına telefon etmiş. -"Alooo Ali olum komserin eline verdim 10.000 DOLARI hazırla!.."

Hostes kız

Fadime nine uçakla İstanbul`a gelmektedir.Bagaja verdiklerinin dışında yanına aldığı küçük çantalarını cam kenarına koymuş,ikili koltuğa tek başına yayılmıştır... Fakat uçak havalanmadan hemen önce hostes yanına gelir ve toparlanarak tek koltuğa oturmasını sert bir şekilde söyler...O ne kadar rica etse de söz geçiremez ve hostesin kötü sözleri arasında çaresiz iyice sıkışır. Yolculuk başladığında Fadime ninenin içi içini yemekte ve hostese ağzının payını vereceği zamanı kollamaktadır...Bir ara meyva suyu servisi sırasında hostes kız yanına yaklaştığında sorar : - ``Kızum sen penim oğlum Temel`i taniy misun?`` - ``Hayır,tanımıyorum efendim`` - ``Uy hacceten sen oğlum Temel`i tanımay misun?`` Hostes oldukça meraklanmış ve hayret etmiştir: - `` Teyzeciğim,oğlunu muhakkak tanımam mı lazım yani ? `` -``Yok yani`` der Fadime nine; ``İstanbul`un bütün orospilari penim oğlum Temel`i tanırlar da,ondan sorayrum``

Don yasağı

Osmanlı döneminde Arabistanda erkekler uzun bir entari giyer, içlerine de don giymezlermiş. Rüzgarda falan her yerleri gözükürmüş. Bunu duyan Osmanlı padişahı Arabistana elçi gönderir bu olayı kaldırmak için. Bir gün sokakta yine donsuz entari giymiş adam yakalarlar ve mahkemeye çıkartırlar. Hakim sorar. -adın ne? -abdulhamit -babanın ismi? -abdülaziz -evli misin 5 karım var -1.ciden 15 çocuk 2.ciden 20 3.den 12 4.den16 5.den 17der Hakimin kararı -Abdülaziz oğlu Abdülmecitin don giymeye vakti olmadığından beraatine kara verilmiştir.

Tetikçi

Iki arkadas pazar günü golf oynarlar. Bir pazar yine golf oynamaya hazirlanirken, biri de, onlara katilmak istedigini söyler. Elemanlar birbirine baktiktan sonra adamin teklifini kabul ederler. Oyun ilerler ve elemanlar, adama ne is yapyigini sorarlar. Adam: -Ögrenmek istemezsiniz. Ben tetikçiyim. Tüfegim golf çantasinda ve nereye gitsem onu yanimda tasirim. Istersen bir göz at. Biraz beklemeden sonra biri cesaretini toplayip çantaya bakar. Gerçekten de orada, büyük bir dürbünü olan tüfek vardir. Eleman heyecanlanir ve "Vaaay! Suna bak. Eminim ki, buradan, bu dürbünle bizim evi görebilirim" der. Bir iki saniye baktiktan sonra "Evet görebiliyorum! Hatta pencereden yatak odasini bile görebiliyorum. Iste karim... Dur bir dakika, çiplak! Yaninda da kapi komsum var, o da çiplak!!!" der ve düsünmeden tetikçiye dönüp "Bir atis için kaç para istiyorsun?" diye sorar. Tetikçi -Her tetigi çekisim 500 milyon. -500 milyon!!! Çok para. Ama tamam. Senden iki atis yapmani istiyorum. Birincisi karimin agzina, ikincisi ise, komsumun penisine... Güzel bir ders alsin! Tetikçi kabul eder. Tüfegi kaldirip evi nisanlar ve beklemeye baslar. 5 dakikalik bir beklemeden sonra, eleman(golfçü)dayanamayip neden ates etmedigini sorar. Tetikçi, "Biraz daha bekle. Isi tek kursunda halletmek üzeriyim" der...

Karpuzcu

Bir gün padişahın biri bir emir vermiş; - ``çevreden geçen tüm seyyar satıcıları bana getirin`` demiş. vezirleri dışarı çıkmış bir bakmışlar erik satıcısı geliyo hemen yakalayıp padişahın yanına götürmüşler. padişah; - ``bütün eriklerin *ötüne sokulmasını`` emretmiş. onlarda yapmış bu arada adamda can acısından ağlayıp duruyormuş arkadan elmacı gelmiş onada aynısını yapmışlar o dahada fazla ağlamış ondan sonra da ayvacı padişah yine aynı emri vermiş ama bu sefer ayvalar girdikçe ayvacı gülüyormuş bu padişahın dikkatini çekmiş; - ``bundan önce gelenlere daha küçüğünü sokturdum ama onlar ağladı sen niye gülüyorsun`` diye sormuş. ayvacı; - ``ben arkadan gelen karpuzcuyu düşünüyorum`` demiş

Yaşlı nine

Bir gün stajyer hırsızlardan biri soygun yapmaya baş hırsızlarının yanına gitmiş.Herşeyi planladıktan sonra bir yerde bekleyip, soyacakları arabanın geçmesini beklemişler.En sonunnda bir araba görünmüş ve o arabanın yolunu kesmişler. Şef: -Herkesi arabadan indirin. demiş.Stajyer hırsızın gözüne bir yaşlı nine gözükmüş ve hemen: -Yaşlı nineyi de demi diye sormuş. Hemen o anda diğer hırsızlar: -Sen sus şef ne derse o olur!!! demişler.Ve herkesi arabadan indirmişler.Şef yine: -Herkesin paralarını alın demiş.O arada stjyer hırsız: -Yaşlı nineyi de mi? diye sormuş.Diğer hırsızlar: -Sen sus şef ne derse o olur!!! demişler.Ve şef atına binip giderken: -Bütün herkese tecav.. edin demiş.O sırada yine stajyer hırsız: -Yaşlı nineye de mi? die sormuş.Bu sefer yaşlı nine: -Sen sus şef ne derse o olur! demiş.

Avukat

12 yaşındaki bir cocuk tecavüz sucundan hakim karşısına cıkmış avukat cocuğun savunmasını göstererek yapıyor. hakim bey bu daha bir cocuk bakın demiş ve cocuğun organını göstermiş eliyle tutarak aşapı yukarı sallamış: ufakcıcık bunun neresiyle tecavüz edecek demiş ve fazla dayanamayan cocuk hemen avukatın kulagına egilmiş ve avukat hanım biraz daha oynarsanız mahkemeyi kaybedeceğiz.

Ben nasıl oldum baba

`Babacim yaa, ben nasil oldum, cok merak ediyorum" diye israr edince... Adam, "Nasil olsa bunu bu oglana bi gun anlatmak durumunda kalacam, iyisi mi simdi izah edim, hazır sormuşken, kurtuluyum gitsin bu isten" deyi dusunur, icinden... "Bak evladim, cok iyi dinle, zira bi daha anlatmiyacaam: Anan baban, bundan yedi sene evvel, bi `cyber cafe`de karsilasti. "Bir iki bakistiktan sonra bu `cyber cafe`nin musait bi yerine gectiler... Baban `memory stick` ile , `USB` den bi baglanti kurdu..."Anacın bu firsati iyi degerlendirerek `memory stick` den bi kac `download` indirdi... "Bu dangalak baban da, bir-iki `upload` yukledi... Ammaaa, " ..heyecandan `Firewall` kullanmayi unuttugumuz aklimiza geldiginde is isten gecmisti... "Bu saatten sonra da, ne `delete` edebildik, ne de `cancel`... "Sonuc olarak da, ortaya felaket bi `Virus` cikti, dokuz ay sonra... "Iste mesele bu kadar basit, benim guzel evladim..."

Kralın atı

Kral atını çok ama çok severmiş, onu her şeyden üstün tutar adeta üzerine titrermiş, ama bizim kral son zamanlar baya dertliymiş çünkü atı sürekli ağlamaktaymış,kral ülkenin dört bir yanına haber salmış ve atını güldüreni ödüllendireceğini,başaramıyanlarında kellerinin gideceğini duyurmuş. Çok kişi şansını denemişsede atı bir türlü güldürememiş ve kellerinden olmuşlar. Osmanlının biride şansını denemek istemiş ve krala başvurmuş, neyse bizim osmanlıyı atmışlar ahıra, iki dakika geçmeden atın kahkahaları duyulmaya başlamış ve bizimkisi ödülünü alıp köyüne dönmüş, kral bu işe bir türlü anlam verememişsede, atının gülmesine çok mutlu olmuş. Aradan üç ay geçmesine rağmen at hala kahkahalar atıp gülmeye devam ediyormuş. Bunun üzerine bizim osmanlıyı tekrar çağırıp atı eskisi gibi ağlatmasını istemişler. Bizimkisi yine ahıra dalmış ve iki dakika içinde atı hüngür hüngür ağlatmayı başarmış. Kral dayanamayıp osmanlıyı yanına çağırmış ve sormuş; - Yahu osmanlı bu ata sen neyapıyosun.Kulağına bişeyler fısıldadım sadece efendım. - Ne fısıldadın`ki ilk önce kahkahaya boğuldu bu at. - Hiiiiç sadece benimkisi seninkinden daha büyük dedim. - Yaa peki nasıl ağlattın - ikinci seferde çıkarıp gösterdim efendim

Aslan

Uçakla bir ilden baska bir ilin hayvanat bahçesine Aslan sevkediliyormus.
Bir hava boslugunda aslanin kafesi açilmis. Garibin karni da aç.
Havayi koklaya koklaya Cockpit' e kadar gelmis. Kapiyi açmis.
Karsisina ilk gelene;
-"Seni yiycem !" demis.
Adam gözleri fal kadar açilmis sekilde;
-"Ama ben bu uçagin kaptaniyim. Uçagi yönetiyorum. Beni yersen uçak düser. Sen de ölürsün."
Aslan düsünmüs. Kaptan hakli. Onun yanindakine dönmüs:
-"Öyleyse seni yiycem" demis.
O adam da
-"Aman aslan kardes, beni yersen yolumuzu kaybederiz. Yakit biter. Düser ölürsünüz. "
Aslan düsünmüs bu adam da hakli. Bu arada arkasinda bir ses duymus.
Dönmüs.Bakmis.
Fistik gibi hostes.
-"Ama artik seni yiycem."demis hostese.
Hostes çaresiz:
-"Ye! Ye de, aksam kaptanlar otelde seni sitsin."

25 Ocak 2009 Pazar

Nam-ı kemal

Nam-ı kemal birgün fransada bisikletiyle gezerken otostop ceken mini eteklli cok güzel bir hatunu alır önüne bindirir neyse kızı gideceği yere bırakıp arkadaslarının yanına gider bu sırada kızda arkadaslarına olayı anlatır
bu türk erkekleri cok salak oluyor mini eteğimle bisikletine bindim üstelik külotta yoktu ama beni zikmedi
nam_ı kemal derki bu fransız kızları cok salak oluyor bisiklete oturuyorum die zikime oturdu farketmedi.

Üniversite

Bir baba oğlunu Bolu'ya okula gönderir. Çocuk bir müddet sonra;
- ''baba burası Bolu kızlar dolu para bitti kızlar gitti'' der. Babası bunun üzerine çocuğa para gönderir. Aradan bir kaç ay geçtikten sonra çocuk yine;
- ''Baba burası Bolu kızlar dolu para bitti kızlar gitti'' der. Babası yine para gönderir. Biraz zaman geçmeden çocuk yine;
- ''Baba burası Bolu kızlar dolu para bitti kızlar gitti'' der.
Babası bunun üzerine;
- ''Oğlum burası Çorum ananın a....na korum para bitti anan gitti''

Amca ve teyze

Minik oğlan bahçede oynarken, babasının arabasıyla sokaktan geçip, ormana doğru gittiğini görmüş. Merak bu ya. O da arabayı izleyerek ormana gitmiş.
Bir de ne görsün. Babası ile teyzesi arabanın yanında durmuş öpüşüyorlar. Çocuk bu ya, gördüğünden etkilenmiş durumda koşarak eve dönmüş, nefes nefese heyecanlı bir şekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babamı ormanda" derken annesi sözünü kesmiş ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinleş. Öyle anlat" demiş.
Oğlan sakinleştikten sonra devam etmiş, "Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babamı teyzemle öpüşürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler".
Anne çocuğa dönmüş, "Dur bakalım, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamını anlatma, sakla. Aksam yemeğinde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanın suratını görmek istiyorum".
Aksam olmuş, yemeğe oturmuşlar. Anne çocuga dönmüş; "Bu gün neler yaptığını bize anlatsana" demiş. Oğlan baslamış; "Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babamı teyzemle öpüşürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler. Ardından geçen sene babam seyahatteyken senin Amcamla yaptığın şeyden yaptılar

Kullanılmayan şeyler

Alışverişten sonra evine dönen kadın, kocasını yatakta genç ve güzel bir kadınla yakalayınca dehşete düşer. Ortalığı dağıtmaya kalkışacağı sırada kocası onu durdurur.
"..Şoyle açıklayabilirim..." der..
"Eve dönerken bu zavallı kızı gördüm. Çok yorulmuştu. Onu arabama aldım. Karnı da acıkmıştı, o yüzden onu eve getirdim ve senin buzdolabında unuttuğun rostoyu pişirdim. Kızın ayakkabıları delinmişti. Modası geçti diye artık giymediğin ayakkabılarından bir çift verdim ona. Üşümüştü, o yüzden sana doğum gününde aldığım fakat rengini beğenmediğin için hic giymediğin süveteri ona verdim. Kızın pantolonu parça parça olmuştu, artık senin kalçalarının sığmadığı bir pantolonunu da verdim. Tam çıkmak üzereyken bana
"Karınızın artık kullanmadığı başka birşey var mı bu evde?" diye sordu.. ve işte buradayız..'

Sicilya

Hocanin biri fikra anlatmaya bayilirmis; ozellikle de belden asagi fikralar ve espriler tabii ki...
Bir gun kizlar bir karar alirlar ve hoca gene boyle espriler yaparsa siniftan toplu halde cikmaya karar verirler...
Bu durum hocanin kulagina gider. Derse gelir ve Sicilyali erkeklerin cinsel organinin Turklerinkinden 10 cm.
daha uzun oldugunu soyler... Kizlar birbirlerinin yuzlerine bakarak ayaga kalkarlar ve almis olduklari karardaki
gibi sinifi terketmek isterler, tam siniftan toplu halde cikarken, hoca kizlara seslenir: - "Ooo... Nereye kizlar?
Sicilya'ya mi?"

Bomba

Temel akıl hastanesinde göreve başladıkdan sonra en azılı delilerin kaldığı koguşta baş hekimi rehin alarak isyan başlar bu olaya nasıl müdahele edeceklerini düşünürken Temel:
- Benim bundan önce görev yaptığım hapisanede de böyle bir isyan olmuştu çırılçıplak soyundum ben bombayım dedim bütün deliler teslim oldu
der. Başhekim yardımcısı çırılçıplak soyunur koguşa dalar
- Ben bombayım
der deliler bunu tuttukları gibi camdan atarlar başka bir doktor da aynısını yapar ve aynı akibete uğrar en son Temel soyunur içeri girer
- Ben bombayım
der bütün deliler teslim olurlar isyan biter delilerin liderine sorarlar
- Öbürlerini dışarı attınızda bunda niye teslim oldunuz?
lider derki:
- en son gelen bombanın fitili kısaydı patlar diye korktuk

İsanın asası

Günün birinde bir manastırda bir rahibe ile bir rahip birbirlerini çırılçıplak bir halde yakalamışlar...Rahip ve Rahibeler bakir olurlar...
Rahip rahibenin göğüslerine bakmış ve
-"Bunlar ne"
diye sormuş.Rahibe hemen cevabı yapıştırmış
-"Toros Dağları..."
Rahip bu sefer rahibenin kukusunu göstermiş...
-"peki bu ne?"
diye sormuş...Rahibe gene cevabı yapıştırmış
-"Gönül Deryası"
demiş...Rahibe kendine engel olamayarak Rahip'e testisleri göstererek sormuş
-"Bunlar ne?"
Rahip;
-"Kilise çanları"
diye cevap vermiş.Rahibe gene dayanamamış bu sefer Rahip'in penisini göstererek sormuş
-"Peki bu ne?"
Rahip gene cevabı vermiş
-"İsanın asası" demiş...
Rahip dayanamamış demiş ki;
-"Al İsanın Asasını Vur Gönül Deryasına Çalsın Kilise Çanları Oynasın Toros Dağları"

Einstein

Albert Einstein karli bir kis gecesi konferansa
>> >giderken yolda kalir.
>> >Arabada kalsa donacak; uzaktaki zayif isiga dogru
>> >yurur.
>> >Manastirin kapisini calar. Kapiyi acan rahibeye durumu
>> >anlatir ve siginmak
>> >istedigini belirtir.
>> >
>> >Unlu bilgine bir oda verirler. Gece yarisi kapiyi
>> >Bas rahibe calar.
>> >Bilgine manastirda 40 rahibenin yasadigini ve hepsinin
>> >uykusuzluk
>>cektigini
>> >soyler. Unlu bilginden bu sorunun kokenini ve cozumunu
>> >bulma konusunda
>> >yardim ister.
>> >
>> >Enstein sabaha kadar dusunup birseyler bulmaya
>> >calisacagini soyler ve yatar.
>> >
>> >Ertesi sabah kahvaltida sorunu ozetler.
>> >
>> >Siz burada 40 rahibesiniz. Ve hepinizin uyku sorunu
>> >var.
>> >Yani: S L E E P.
>> >Bu sorunu ne zaman yasiyorsunuz: N I G H T.
>> >?yleyse:
>> >S L E E P N I G H T
>> >0 1 2 3 4 5 6 7 8 9
>> >Einstein Basrahibeden ilk sozcukten iki, ikinci
>> >sozcukten bir harf secerek
>> >altindaki rakamlari yanyana yazmasini ister.
>> >Diyelim ki harfler L, P ve H olsun. 148.
>> >Bilgin bu rakamlari ters cevirip cikarir:
>> >841 - 148 = 693.
>> >Bu rakami ters cevirip toplar:
>> >693 + 396 = 1089.
>> >
>> >Unlu bilgin 40 rahibe oldugu icin cikan sonucu 40
>>ile
>> >carpar:
>> >1089 x 40 = 43560
>> >Cikan sonucun altina ilgili harfleri yazmasini ister
>> >basrahibeden ve sorunun
>> >nedeni ortaya cikar:
>> >
>> >4 3 5 6 0
>> >P E N I S
>> >(isterseniz farkli rakamlarla tekrar deneyebilirsiniz)

8 numaralı kutu

Doktorun biri yeni bir muayene açmış. Kapıya yazmış...

'Vizite ücreti 150 YTL. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz... '

Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor...

Her gelen hasta iyileşip gidiyor...

Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş...

Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış...

'Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum... ' ;
Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:'

Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin'

Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş...

'Ama Bu b*k!!!!!'

Doktor sakin, 'Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık..'

Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş...

Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun...

'Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum.. .!'

Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, 'Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?' demiş.

Adam, hemen itiraz etmiş, 'Ama, o kutuda b*k var!'...

Doktor, 'Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!....'

Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı...

Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra..'

Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum.. .'

Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, 'Hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin' diye seslenince, adam, tüm hırsıyla, 'S*kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da...' diye bağırmış..

Doktor gayet sakin, 'Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz

Camel

Kadinin biri gunde 4 paket Camel iciyormus.Neyse bu kadin yazin
tatil icin Turkiye gelmis. En buyuk derdi de yuzerken sigara icememekmis,
hatta o yuzden cogu zaman yuzmuyormus bile.
Fakat bu arada bir adam dikkatini cekmis kadinin. Adam denize giriyor, yuzuyor yuzuyor ilerideki bir kayaligin uzerine cikiyor mayosundan bir sigara ve cakmagini cikarip keyifli keyifli sigarasini icip tekrar yuzerek geri geliyormus.
Bir, iki, uc artik kadin dayanamamis gidip adama bu isi nasil basardigini sormaya karar vermis ve sormus da. Megerse adam sigarasini ve cakmagini bir prezervatifin icine koyuyormus ve prezervatifi dugumleyip mayosunun icine koyarak bu isi basariyormus. Bizim kadin bunu duyar duymaz hemen solugu bir eczanede almis.
Eczaci ne istedigini sormus o da "I want a box of preservative please" demis. Eczaci bir kutu preservatif cikartmis.Kadin cok sigara
koymayi planliyor ya bakmis bakmis gozune biraz kucuk gelmis,
"No, No bigger than this"" demis. Neyse adam bir boy buyugunden bir paket daha cikarmis kadin bakmis bakmis yine gozune kestirememis,
"No, No bigger than this" demis, adam bir boy daha buyugunun cikarmis kadin onu da begenmemis neyse en buyuk boyu cikarmis onu da begenmemis, eczaci artik dayamamis
"Sorry is it for your horse?" diye sormus. Kadin da bu soru uzerine
"No, no it is for Camel

Porsche

ferdinand porsche, ölür ve öbür dünyada melekler tarafından karsılanır.

melekler kendisinin olaganüstü otomobil tasarımından dolayı bir dilek hak ettiğini söyleyerek, isteğini sorar...porsche "tanri ile bir konuda konuşmak isterdim." der. melek derhal isteğini yerine getirmek üzere ferdinand porsche'yi bir salona alir.

porsche tanriya sorar: " kadini yaratirken düşüncelerin
nerdeydi?"

tanri: " ne demek istiyorsun?"

porsche: " çok hatalı yaratmışsın!"

1.ön taraf aerodinamik degil.

2.çok ses yapıyor.

3.bakım masrafları yüksek.

4.ayda 5-6 gün tamamen kullanılmaz durumda.

5.arka taraf çok sarkık duruyor.

6.sürekli boyanması ve yenilenmesi gerekiyor.

7.egsoz, emisyona çok yakin.

8.farlar genellikle küçük.

9.yakıt da son derece pahalı.

tanrı kisaca düşundükten sonra cevap verir: "ferdinand, bunların hepsi doğru olabilir ama istatistiklere göre bir çok erkek benim icadıma senin icadından daha fazla biniyor!!."

P***ocu kadın

Doguma girmek uzere olan kadina hemsire
sorar:
- "Kocanizin da dogumda bulunmasini ister
misiniz?.."
- Eeeeee... Hayir. Esasinda ben evli degilim..."
- "Peki erkek arkadaniz?..."
- "Erkek arkadasim da yok..."
Hemsire meraklanir...
- "Eeee... Peki. Bu iste ortak olan sahis? Onu
istermisiniz?..."
Hamile kadin cevaplar:
- "Uzgunum. Kimseye bagli degilim ve yalniz kalacagim..."
Dogum gerceklesir ve hemsire kadinin yanina gelir.
- "Tebrik ederim. Cok saglikli bir kiziniz oldu."
- "Oh. Tanrim. Ne kadar mutluyum. Kizimi gorebilir miyim?"
- "Elbette. Ancak gormeden once bilmeniz gereken bir sey var..."
Kadin korku ve endiseyle sorar:
- "Nedir? Lutfen soyleyin. Bir sorun mu var yoksa?..."
- "Eeeee.... Bir sorun mu bilmiyorum. Bebeginizin teni biraz koyu, yani acikca soylemek gerekirse... Bebeginiz aslinda zenci..."
Kadin basini onune eger ve uzuntuyle konusur:
- "Ahhh. Evet. Nasil anlatsam... Isim ve guvenebilecegim kimsem yoktu. Ne aile ne arkadas, hic kimse. Gidecek bir yerim de yoktu. Cok kotu durumdaydim. O yuzden gecen yil bir ****o filminde oynamayi kabul etmek zorunda kaldim. Yapacak bir seyim yoktu.
Basroldeki erkek de bir zenciydi..."
Hemsire anlayis ve sefkatle basini sallar:
- "Anliyorum sizi. Tabii beni ilgilendirmez. Ozel hayat sonucta.
Lutfen kusuruma bakmayin... Ama... Belki... Sanirim bir nokta daha var..."
- "Evet?... Lutfen cekinmeyin, soyleyin...Baska bir sey mi?..."
- "Seyyy. Bebeginizin cok guzel, lepiska gibi, sapsari saclari var.."
- "Bakin. Gercekten cok zor gunlerdi. Oynamayi kabul ettigim film tam bir hard ****oydu. Filmde sadece zenci yoktu; bir tane de Isvecli vardi. Bir ogrenci, parasiz kalmis, tipki benim
gibi...."
- "Pardon, pardon... Ustume vazife degil ama... Gercekten ozur dilerim...
Belki bilmek istersiniz, birsey daha var...Bebegin gozleri de cekik..."
- "Hayat bana hic acimadi. Zor bir filmdi gercekten. Bir erkek daha vardi. Bir Cinli gocmen... Belki beni yadirgadiniz ama ne yapayim. Yapacak baska bir seyim yoktu..."
- "Sizi anlayisla ve saygiyla karsiliyorum. Uzmek istememistim. Isterseniz artik bebegi gorebilirsiniz..".
Beraber bebegin yanina giderler. Kadin misil misil uyumakta olan bebegin yuzune sert bir tokat vurur. Bebek ciglik cigliga aglamaya baslar.
Hemsire bu duruma tepki gosterir.
- "Aklinizi mi yitirdiniz siz? Neden vurdunuz uyuyan bebege?..."
Kadin sevincle cevap verir:
- Yok bir sey, takma kafana.... Yalniz sana birsey soyleyeyim mi...
Havlayacak diye ödum koptu..."

Kiralık ev

Evleri arkalı önlü olan bir kadın bir de adam varmış. Bunlar bir gün evlenmişler. Düşünmüşler ve öndeki eve biz oturalım zaten ancak bize yeter demişler. Arkadaki evi de kiraya vermeyi düşünmüşler. Evi kiraya vermek için tabela hazırlarken kadın tabelanın sandalyede olduğunu fark etmemiş ve tabelanın üstüne oturmuş. Tabi bu durumda tabela da kadının arka kısmına yapışmış. Kadın bu olayın farkında olmadan sokağa çıkmış. Yolda kadını o şekilde gören bir adam kadına sormuş. "Abla sadece arkası mı kiralık??". Kadın da "Evet sadece arkası zaten ön sadece kocamla bana yetiyor" demiş.

Terlik

Adamın biri bir gün felç olan bir arkadaşını ziyaret etmiş. Sohbet sırasında felçli arkadaşı adama "terliklerim yukarıda kalmış, onları bana getirir misin lütfen?" diye rica etmiş... Adam yukarı çıkmış, bir de ne görsün! Felçli arkadaşının afet gibi iki kızı varmış. Hemen pratik zekasını çalıştırarak: - "Babanız beni sizinle yatmak için gönderdi" demiş. Kızlar: - "Nasıl olur! İmkanı yok!" demişler. Adam, "İnanmıyorsanız soralım" demiş ve aşağıya seslenmiş: - "İkisini de miii?". Felçli adam bağırmış: - "İkisini dee! İkisini dee!"

Mum

> Çocuk yapma arzusunda olan bir çift varmis. Kocasi eve gelince kadin
> büyük bir sevinçle
> -"Kocacigim biliyormusun tam bir ay geciktim, yarin doktora
>gidip hemen testleri yaptiracagim" demis Ertesi gün olmus. Bu arada
>elektrik faturasini da yatirmayi unutmus olsalar ki eve
> elektrik idaresinden bir memur gelmis.
> -"Hanimefendi tam bir aydir geciktiniz" demez mi?
> Bizim ki tabi sok olmus bir sekilde :
> -"Neee!!! Siz nerden biliyorsunuz olamaz böyle bir sey"
>demis.
> Memur:
> -"Ama hanim efendi bizdeki tüm kayitlarda tam bir ay
>gecikmeli oldugunuz görülüyor"
> Kadincagiz sok olmus bir sekilde "Tamam durumu kocama
>anlatacagim o sizinle görüsür demis ve aksam olmus , kadinin kocasi eve
>gelmis.
> Kadin olup bitenleri kocasina anlatmis. Tabi ki adamda bu duruma
>sinirlenmis.
> Ertesi gün sabah elektrik dairesine durum hakkinda bilgi almak için
>memurun yanina gelmis.
> -"Kardesim dün bizim eve kadar gelip karima tam bir ay geciktigimizi
>söylemissin
> bu ne küstahlik , hem siz nerden biliyorsunuz bütün bunlari" demis.
> Memur
> -"Beyefendi bu bizim isimiz, her sey bizim sayemizde oluyor
>ve biz burada yapilan her seyin kaydini tutuyoruz ve sizin resmi
>kayitlariniz da elimizde ve geciken bir ay için bize borçlusunuz" demis.
> Adamcagizda sinirli bir sekilde:
> -"Ya ödemezsek ne olur?"
> Memur:
> -"Mecburen kesmek zorunda kaliriz"
> -"Neeeee !!!!!!!" "Peki ya sonra"
> " O zaman hanimefendi mumla idare etmek zorunda kalir"

İlk gece

Bir annenin 3 kızı varmış . Üç kızıda aynı anda farklı şehirlerden adamlarla evlenmiş . Anne bu 3 kızında ilk gecesini merak ediyormuş.Anne kızlarına bana gazeteden bir reklam adı mesaj atın ilk geceniz nasıldı öğreneyim demiş.

1 hafta sonra büyük kızdan mesaj gelmiş : Ruffles

Anne büyük bir heyecanla gazeteye bakar : "Ruffles her ısırıkta farklı bir tad "

1 hafta sonra ortanca kız mesaj atmış : CoffeeCrown

Anne yine büyük bir heyecanla gazeteye bakar: "CoffeeCrown her damlasında ayrı bir lezzet. "

Küçük kızından mesaj gelmemesi anneyi şaşırtır ve meraklanır. 1 ay sonra küçük kız mesaj yollar : Turkish Airlines

Anne gazeteye bakar : Turkish Airlines 7 gün 24 saat günde 3 sefer göklerdesiniz

Bektaşi

Bektasi Cuma'ya gitmis
Camide hoca yüksekce bir yere cikmis devamli nutuk atmakta...
hem de sarap icenleri acikca kinamaktadir.
Bektasi can kulagiyla dinlemeye baslamis, hoca devamli
"sarap icenler öbür tarafta her türlü ceza görecek.
Sarap icmeyenler her türlü sefa görecek..
Hatta her birinin emrine kirk huri verilecek...
Huriler söyle güzel, böyle hos...
Sarap icenlerinse ictikleri her sise sarap kil köprüden gecerken
boyunlarina asilacak..!!"
Bektasi dayanamamis durdugu yerden seslenmis: "Hoca efendi siseler dolu mu olacak bos mu!"
Hoca gürlemis.!! "Bre zındık sen dolu siselerle öbür tarafi meyhane mi sanarsin !
Bektasi boynunu büküp itiraz etmis
"iyi ama hoca, adam basi kirk huri ile sen de öbür tarafi kerhane mi sanarsinn !"B

Alet

Bir İngiliz bir Alman bir de Temel sahilde güneşleniyorlarmış. Alman birden ayağa kalkmış, deniz kenarına gitmiş, şortunu indirip aletini denize sokmuş. Biraz bekledikten sonra:
-Mm, suyun sıcaklığı 32 derece Celsius, demiş. Diğer ikisi şaşırmışlar. Beş dakika sonra İngiliz ayağa kalkmış,deniz kenarına gitmiş, o da şortunu indirip aletini denize sokmuş. Biraz bekleyip:
-Daha ayrıntılı konuşmak gerekirse suyun sıcaklığı tam olarak 32.3 derece Celsius, demiş ve gelip yerine oturmuş. Temel altta kalır mı? Hemen o da ayağa kalkmış, deniz kenarına gitmiş, şortunu indirip aletini denize sokmuş. Aradan Beş Dakika geçtikten sonra geri gelip yerine oturmuş. Diğer ikisi sormuşlar:
-EEG,sen ne ölçtün?
-Valla suyun sıcaklığını bilmem de derinliği ~70cm!

Bulaşıkları kim yıkayacak?

Adamin Biri Motosikler Almiş. Satici Adama :
-size Bir Kutu Vazelin Veriyorum. Yağmurlu Havalarda Bu Vazelini Metallerine Sür Ki PaS tutmasin, Demiş.
Adam Motorunu Göstermek üzere Kiz Arkadaşina Gitmiş.
Akşama Doğru Kiz:
-gel Seni Bize Götürüp Ailemle Taniştirayim Hemde Akşam Yemeği Yeriz Demiş. Ve Bir Hatirlatmada Bulunmuş.
-yalniz Dikkat Et Bizim Evde Yemek Yerken Kimse Konuşmaz . Konuşan Bulaşiklari Yikar.
Adam -dört Kişinin Bulaşiğindan Ne Olacak Diye Düşünür.
Eve Girdiklerinde Birde Ne Görsün Dağ Taş Heryer Bulaşik. Kendi Kendine : -ulan Konuşursak Yarraği Yedik Demiş.
Yemek Yerken -ulan Ben şimdi Bu kızın Elini Tutsam Kimse Bir şey Demez. Diye Düşünmüş kızın Elini Tutmuş . Kimseden çit Yok
-birde öpeyim Demiş öpmüş Yine çit Yok.
-ulan Ben Bunu Birde Becereyim Demiş , Herkesin Gözü önünde Becermiş, Ama Yine çit Yok. Adam Işi Iyice Pişkinliğe Vurup
-yahu Bunun Anasida Güzelmiş Deyip Onuda Becermiş.yine çit Yok Tam Bu Sirada Dişarida Gök Gürleyip Yağmur Yağmaya Başlamiş.
Adam Motosiklet Paslanmasin Diye Aldiği Vazelini Cebinden çikardiği Anda Kizin Babasi Bağirarak Ayağa Firlamiş:

-tamam tamam koy Onu Cebine, Bulaşiklari Ben Yikarim Demiş

Küfürbaz

Senelerdir küfür ettiği için bir türlü evlenemeyen bir geç varmış.Annesinin canına tak etmiş artık.Her kız istemeye gittiklerinde küfür ettiği için kimse kızını vermiyormuş.Annesi demiş olum yeter artık bak akrabaların hep evlendi bi sen kaldın yeter küfür etme oğlan peki anne demiş.
Gitmişler kız istemeye oğlan çıt çıkarmıyormuş.Birinci çaylar konmuş herkez içmiş oğlanın çay duruyor.İkinci çaylar geliyor oğlanın çay hala
duruyor.Üçüncü çaylar geliyor oğlanınki hala bitmemiş.
Kızın annesi soruyor oğlum içsene artık çayı beğenmedinmi oğlanda demişki:
aq'dumun çayını *****lemi karıştırcam

24 Ocak 2009 Cumartesi

 

Arkadaşlar bildiğiniz güzel fıkralar varsa burada paylaşabiliriz